Osman Müftüoğlu, ‘Simit’ COVID-19’a çare mi? başlıklı yazısında “Niyetim, başlığı “SİMİT” ile süsleyerek sizi konunun içine daha kolay çekmekten …
Osman Müftüoğlu, ‘Simit’ COVID-19’a çare mi? başlıklı yazısında “Niyetim, başlığı “SİMİT” ile süsleyerek sizi konunun içine daha kolay çekmekten ibarettir. Yoksa dünya lezzet tarihine en büyük hediyelerimizden biri olan simit ile COVID-19’un tedavi edilemeyeceğini düşünecek kadar aklım çok şükür sağlam. Özetle derdim başka” dedi ve asıl sorunu açıkladı…
Peşinen belirteyim, başlığın sizin şaşırtacağını, “Korona belasını simit yiyerek mi halledeceğiz hocam?” diye soracağınızı hatta içinizden bazılarının “Osman Hoca’ya bir şeyler oldu galiba!” diye düşünebileceğinizi tahmin edebiliyorum.
Müsaade ederseniz açıklayayım: Niyetim, başlığı “SİMİT” ile süsleyerek sizi konunun içine daha kolay çekmekten ibarettir. Yoksa dünya lezzet tarihine en büyük hediyelerimizden biri olan simit ile COVID-19’un tedavi edilemeyeceğini düşünecek kadar aklım çok şükür sağlam. Özetle derdim başka. “Peki, o dert neyin nesidir hocam?” derseniz şudur…
YAPAY ZEKÂ COVID-19’U DA YENEBİLİR
Bugün size güzel mi güzel hatta harika mı harika, muazzam bir haberim var. Biliyorsunuz pandeminin çözümü etkili aşılarda olsa da bu virüs muhtemelen uzun yıllar bize yapışıp kalacak, içimizden birilerini az ya da çok hasta etmeyi sürdürecek. İşte bu nedenle bilimciler (otla çöple uğraşan filmciler değil), etkili bir ilaç geliştirme peşindeler. Yeni koronavirüsün oluşturduğu bu belalı hastalığı tedavi edebilecek etkili bir ilaca ulaşabilmemizi sağlayacak biriyle ilgili önemli bir haber, bir hafta kadar önce saygın bir bilimsel dergide, SCIENCE’da yayımlandı. O haberde de son günlerin popüler konusu “YAPAY ZEK” vardı. Detaylar için buyurun…
İYİ BİLGİ
O İLACI ‘BAGEL’ VE ‘SUEDE’ Mİ BULACAK
JEN Nwankwo, Harvard’da yetişmiş önemli bir bilim insanı. Mühim başarılara imza atmış, güvenilir bir araştırmacı. Yapay zekâ (artificial intelligence) alanında yaptığı çalışmalarla ünlü. Jen Nwankwo ve arkadaşları, yapay zekâ kullanarak yeni koronavirüse karşı etkili bir ilaç geliştirebilmek amacıyla yola çıkmışlar. Geliştirdikleri projede kullandıkları yapay zekâ formatlarına da “BAGEL” (SİMİT) ve “SUEDE” adını vermişler. Bu iki yapay zekâ programını kullanarak virüse etkili olabilecek muhtemel bir ilacı geliştirebilmek için çok sayıda farklı kombinasyon denemişler. Neticede de bunlardan birinin “o ilaç” olabileceğine karar vermişler. Jen Nwankwo ve arkadaşları yeni koronavirüsün hücrelerimize bulaşıp RNA’ya ulaştıktan sonra bizi hasta etmesini sağlayan süreçleri bloke edebilecek en uygun kimyasal bileşene, “bagel” ve “suede” yapay zekâ programları sayesinde ulaştıklarını, bu kombinasyonda gizli olduğunu düşünüyorlar. Bu kombinasyonun ilaç haline getirilmesi halinde de sorunu çözebileceğimize inanıyorlar. Jen Nwankwo ve arkadaşları daha şimdiden birçok ilaç firmasıyla görüşmeye başlamışlar bile. Neticeyi heyecanla bekliyoruz. (Sciencemag.org’dan özetlenmiştir)
İYİ BİLGİ
SERATONİNİZE SAHİP ÇIKIN
KAYGI bozukluğu ile mücadelede temel hedef tek cümleden ibarettir: MUTLU OL VE KAL!
Peki, bu iş nasıl başarılacak? İtiraf edeyim, pek kolay değil. Pek çok şeyi birbiri ardına ve sık sık başarmamız lazım. Çözümün sırrı, mucize bir molekülü, bedenimiz ve beynimize daha sık ve çok pompalamakta. O molekülün adı seratonin. Seratonine basitçe “KENDİNİ MUTLU HİSSETME MOLEKÜLÜ” de diyebiliriz. Eksikliğinde (azlığında), kaygı, endişe, huzursuzluk, mutsuzluk, uykusuzluk, umutsuzluk hatta depresyon gibi tatsızlıklar kaçınılmaz hale geliyor. BİLELİM Kİ pandemide sadece ekonomik ve sosyal darbeler yemedik. Ruhumuz da dibe vurdu, adeta çöktü. O çökkünlüğü atabilmek için yapacağımız ilk işlerden biri seratonin seviyemizi arttırmak olmalı. Peki, nasıl mı? Yanıtı 2 numaralı kutuda bulabilirsiniz.
KÖTÜ HABER
SIRADA ‘DİYABET PATLAMASI’ MI VAR
PANDEMİNİN başından bu yana iki konu hep gündemde oldu.
BİR: COVID-19, insülin direnci ve büyükçe bir göbeği olan gizli ya da açık diyabetli hastalarda beklenenden daha ağır seyrediyordu.
İKİ: COVID-19’a yakalanan yetişkinlerin önemli bir bölümünde iyileştikten bir süre sonra şeker hastalığı -diyabet- de ortaya çıkabiliyordu.
Birinci bilgi çoktan kesinleşti: COVID-19’a yakalanan diyabetlilerin hastalığı çok daha ağır, çok daha sorunlu geçirdikleri, hastalıktan sonra “UZAMIŞ COVID” sorununu daha yoğun ve sık yaşadıkları, özellikle “beyin sisi” meselesine paçalarını daha fazla kaptırdıkları net ve açık olarak biliniyor.
İkincisine gelince…
COVID-19 DİYABETİ NASIL TETİKLİYOR
PEK çok uzman COVID-19’a yakalandıktan sonra metabolizmaları bozulan ve neticede şeker hastalığına yakalanan yetişkinle karşılaştıklarını açıkladılar. Hatta bazıları, bulgularını bilimsel dergilerde de yayımladılar. O uzmanlara göre, yeni koronavirüsün hücrelere bulaşırken bağlandığı ACE-2 proteininin pankreas, karaciğer ve böbrekte de bulunması bu süreçlerdeki nedenlerden, sorumlulardan biri olabilir. Kan şekeri dengesinin sağlanması ve glikoz metabolizmasında görevli bu 3 önemli organdaki COVID-19 sürecinde oluşabilen hasarların şeker metabolizmasını altüst ederek diyabeti tetikleyebilmesi mümkün. Anlaşılan o ki COVID-19 geçiren yetişkinleri hastalığı takiben diyabet riski bakımından da değerlendirilmemiz ve izlenmemiz gerekecek.
GURUR DUYDUK
DR. TÜRECİ VE ŞAHİN’İ KUTLUYORUZ
Alman devleti, iki bilim insanı kardeşimizi, Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin’i “Alman devlet nişanı”yla onurlandırdı. İkisi ile de gurur duyuyoruz. Karanlığı ilk onlar aydınlattılar. Ürettikleri aşı ile ışığı ilk onlar yaktılar. Sağ olsunlar, var olsunlar.